Elektrik Faturası-Ek Faturalandırma-Hatalı Çarpan-Emsal Yargıtay Kararları

February 15th, 2017 Burcu DUMAN

Aylık faturalarda tahakkuk çarpanının yanlış girilmesine bağlı olarak kapasitif tüketim bedeli tahakkuk ettirmemiş olan elektrik tedarikçisinin, geriye dönük olarak davacı aboneden kapasitif güç bedeli talep edip edemeyeceği hakkında emsal teşkil edecek iki Yargıtay kararını siz tüketicilerin bilgisine sunuyoruz. 
Tüketiciler tahakkuk çarpanının yanlış girilmesi halinde ortaya çıkan fatura bedeli farkını aşağıda sunulan Yargıtay içtihatları doğrultusunda talep edebilecektir. 
A- 3. Hukuk Dairesi        2013/14266 E. , 2013/17496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I 
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirketin (2006 yılı) 10002334890 sanayi elektrik abone numarası ile petrol istasyonu, tamir atölyeleri ve yedek parça pazarlaması yapmak suretiyle ticari faaliyette bulunduğunu, davalı ile sanayi kuruluşu olarak ilk aboneliğin 160 kVa gücünde aktif enerji tüketim ve reaktif enerji tüketim sayaç ölçü devreli trafo ile elektrik tüketiminin belirlendiğini, daha sonra eski sayaçlara ilaveten 2006 yılının .... ayından itibaren kapasitif enerjiyi kontrol etmek için kapasitif enerji sayacı bağlandığını; şirketin .......A.Ş ile sözleşme imzaladığını ve ... ile olan sözleşmesini feshettiğini, davalı kurumdan borcunun olmadığına dair yazı aldığı ve yeni anlaştığı ......A.Ş'ye sunduğu, ... adet mekanik sayacın iptal edildiği ve yerine ... adet dijital kombi sayaç bağlandığını; davalı kurumun müvekkiline 26/.../2010 tarihli ve 021446 sayılı yazı ile 85.575,90 TL borç çıkardığı ve ek tahakkuk faturası gönderdiği, bu faturaya itiraz edildiği itiraz neticesinde ödenen 85.575,90 TL'nin 33.114,80 TL'sinin müvekkiline iadesine karar verildiğini, ancak daha sonra faizi ile geri alındığını müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını belirterek, ödenen 88.511,78 TL'nin faiziyle birlikte davalı kurumdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 02.06.2006 tarihinde mevcut iki adet mekanik sayaca ilave olarak üçüncü mekanik sayaç olarak kapasitif sayaç bağlandığı, davacı tarafın 2010 yılının .... ayında serbest tüketici olarak başka bir firmayla anlaştığı, yapılan inceleme neticesinde personelin tüketimdeki çarpanı (...) yazması neticesinde davacının ... yıl boyunca düşük faturalar ödediği; davacının 2008 yılının ....ayından itibaren artmaya ve buna bağlı olarak cezalı duruma girmeye başlayan tüketimlerinin geriye dönük olarak 50 ile çarpıldığını ve abonenin normalde faturasına yansımış olması ve aslında abone tarafından da kullanılmış olan tüketimlerin her ay için hesaplandığını, hesaplanmış tüketim kaybı neticesinde aboneye 85.575,90 TL fatura tahakkuk ettirildiği belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 88.511,78 TL’nin 29.06.2012 ödeme tarihi nazara alınarak işlemiş yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 
Dava, davacının, davalıya ödediği toplam 88.511,78 TL’nin istirdatı istemine ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; aylık faturalarda tahakkuk çarpanının yanlış girilmesine bağlı olarak kapasitif tüketim bedeli tahakkuk ettirmemiş olan elektrik idaresinin, geriye dönük olarak davacı aboneden kapasitif güç bedeli talep edip, edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
...... Yönetmeliğinin .../.... fıkrasında; "Reaktif enerji miktarını ölçmek üzere gerekli ölçme düzeneği, mevzuat hükümleri çerçevesinde mesken abone grubu dışında kalan müşteriler tarafından tesis edilir. Bu müşterilerden, bağlantı gücü 50 kVA’nın altında olanlar, çektikleri aktif enerji miktarının yüzde otuzüçünü aşan şekilde endüktif reaktif enerji tüketmeleri veya aktif enerji miktarının yüzde yirmisini aşan şekilde kapasitif reaktif enerji tüketmeleri halinde; bağlantı gücü 50 kVA ve üstünde olanlar ise, çektikleri aktif enerji miktarının yüzde yirmisini aşan şekilde endüktif reaktif enerji tüketmeleri veya aktif enerji miktarının yüzde onbeşini aşan şekilde sisteme kapasitif reaktif enerji vermeleri halinde, reaktif enerji tüketim bedeli ödemekle yükümlüdür. Endüktif ve kapasitif enerji tüketimleri itibarıyla söz konusu sınırların ikisini birden aşan veya reaktif enerji ölçme düzeneğini kurma yükümlülüğü bulunmasına rağmen kurmayan ya da mevzuat hükümlerine uygun olarak kurmayan müşterilerin ödemeleri gereken reaktif enerji bedeline ilişkin usul ve esaslar Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ve ilgili tebliğleri çerçevesinde Kuruma sunulan tarife önerilerinde yer alır." hükmü yer almakta; aynı Yönetmeliğin Sayacın doğru tüketim kaydetmemesi başlıklı ....maddesinde ise sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde, hesaplama ve fark tahakkukunun nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. 
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davaya konu ödemenin, davacıya ait işletmeye kapasitif enerji sayacı bağlandığı dönemde kapasitif çarpanın (50) olarak girilmesi gerekirken sehven (...) olarak girildiği, daha sonra yapılan inceleme neticesinde bu hatanın tespit edildiği ve Yönetmeliğin .... maddesine istinaden 2008 yılı .... ayından itibaren ek tahakkuk yapılarak kapasitif tüketim ücretinin tahsil edildiği anlaşılmıştır. 
Bu bağlamda ödeme davacının kapasitif tüketimi ile ilgili olup, davacı bu ödemeyi aktif tüketim nedeniyle değil, kapasitif tahakkuk çarpanının yanlış girildiğinin sonradan anlaşılması üzerine yeniden yapılan hesaplama neticesinde kapasitif tüketim miktarının mevzuatla belirlenen oranı aşması nedeniyle yapmış olduğu ödemedir. 
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurul raporunda; ...'nın kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin 29.....2005 tarih ve 622 nolu kararına göre geriye dönük kapasitif bedel faturasının düzenlenemeyeceği; ayrıca dava konusu tahsilatın Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin ....maddesine ve ....maddesinin ....cümlesine uymadığı, uygulanması gereken maddenin Yönetmeliğin ....maddesinin ....cümlesinin (b) bendinin olduğu, yani davacının kompanzasyon sistemi çalışır hale geldikten sonraki ... aylık faturasının ortalamasının alınıp elde edilen bu değer kullanılarak geriye dönük son ... aylık faturanın ücretlendirilmesinin gerektiği, söz konusu duruma göre son ... aylık tüketimin ortalamasının (...+29)/...=24 kVArh olarak bulunduğu, bulunan değer ile geriye dönük ... ay hesaplama yapıldığında ise davacının kapasitif kullanımının aktif enerjiye oranının %...'i geçmediği, dolayısıyla davacının cezalı duruma düşmesi söz konusu olmadığı için yapılan ödemelerin yasal faiz uygulanıp iade edilmesi gerektiği, buna göre faizi ile birlikte toplam 112.430,32 TL'nin davacı tarafa ödenmesi gerektiği görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmektedir.
Somut olayda mahkemece; Yönetmelik gereği mesken harici ... kw kurulu gücün üzerinde sözleşmesi bulunan her abonenin sistemden çektiği kapasitif-reaktif enerji bedelini kendisinin kompanze ederek kontrol etmek zorunda olduğu ve davacının da, sonradan davalı kurumca hatasız çarpan uygulanarak tahakkuk ettirilen dava konusu fatura bedelinden sorumlu olduğu hususunun gözetilmesi gerekirken, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin 29.....2005 tarih ve 622 nolu karar ve ... Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin ....maddesinin ....fıkrasının (b) bendi dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde davalının faizi ile birlikte toplam 112.430,32 TL'nin davacı tarafa ödemesi gerektiğini belirten bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir
Hal böyle olunca, öncelikle mahkemece davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesindeki çarpana ilişkin hususlarda inceleme yaptırılması, daha sonra Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve yönetmelik hükümleri gereği yayınlanan usül ve esaslara göre davalının talep edebileceği kapasitif tüketim bedelinin başka bir uzman bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yasal düzenlemelere aykırı olarak düzenlenmiş bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.....2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

B- 3. Hukuk Dairesi 2014/11081 E. , 2015/3893 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : DİNAR ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2014
NUMARASI : 2012/136-2014/18
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin .. numaralı elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafça 30/03/2012 tarih ve 491 sayılı yazısı ve ekindeki fatura ile, elektrik sayaç okuma işleminde yanlış çarpan kullanılması nedeniyle 5 yıllık eksik olarak alınan elektrik bedeli olan toplam 52.435,40 TL'nin ödenmesinin istendiğini, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesi gereğince, hatalı bildirimde bulunulması halinde eksik bedelin müşteriden tahsil edilebileceğini, ancak tahakkuka esas süre doğru bulgu ve belgelerin bulunması halinde 12 ay, bulunmaması halinde ise 90 günü aşamayacağını, bu nedenle tahakkuk ettirilen faturanın iptaline, bilirkişice tespit edilecek bir yıllık elektrik bedelini ödemelerine, bakiye kısım açısında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 
Davalı vekili dilekçesinde; açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; yanlış sayaç çarpanı uygulanması nedeniyle bilirkişi raporu ile tespit edilen eksik tahsil edilen elektrik bedeli olan 53.742,37 TL'nin davacıdan istenebileceği, ancak taleple bağlılık ilkesi nedeniyle davacı şirketin davalıya 52.435,40 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; davalı dağıtım şirketinin, çarpan farkını yanlış uygulayarak hatalı ödeme bildiriminde bulunması nedeniyle, bu olayda kusuru bulunmadığı iddia edilen davacı abonenin tahakkuk ettirilen fatura bedelinden sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, davanın yasal dayanağını oluşturan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 44.maddesi ile Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesinin irdelenmesinde yarar vardır.
09.11.1995 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin "Abonenin Kusuru Dışındaki Hususlar" başlıklı 44. maddesinde; "Abonenin kusuru dışında olan hususlara kaçak elektrik işlemi uygulanmaz. Ancak kaçak ve usulsüz elektrik kullanımı dışında kalan hatalı okuma, hatalı hesaplamalar sonucunda şirket veya müşteri lehine doğan alacaklarda doğru kaydetmiş sayaç değerleri var ise sayaç değerleri, yok ise 41 inci maddeye göre ortalama aylık tüketim hesaplanarak ait olduğu tüketim dönemlerindeki birim fiyatlar dikkate alınmak suretiyle fatura düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğini yürürlükten kaldırarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesinde ise; "Ödeme bildirimine ilişkin hatalar; hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi hususlardır.
Hatalı bildirimlere karşı, müşteri tarafından fatura tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile müşterinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda müşteri, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihinden önce ödeyebilir. Bu durumda müşteriye 24 üncü madde hükümleri uygulanmaz.
İtiraz, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından başvuru tarihini izleyen en geç on iş günü içerisinde incelenerek sonuçlandırılır.
İtirazın dağıtım şirketini ilgilendiren hususlarla ilgili olduğunun tespit edilmesi halinde, itiraz geliş tarihinden itibaren perakende satış lisansı sahibi tarafından iki iş günü içerisinde dağıtım şirketine iletilir. Dağıtım şirketi itirazın kendisine ulaştığı tarihten itibaren on iş günü içerisinde inceleme sonuçlarını perakende satış şirketine bildirir. İnceleme sonuçları Perakende satış şirketi tarafından en geç üç iş günü içerisinde müşteriye yazılı olarak bildirilir. 
İnceleme sonucuna göre itirazın haklı bulunmaması halinde, itiraza konu tüketim bedelinin eksik tahsil edilen kısmı, müşteriden tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Bu iki madde birlikte değerlendirildiğinde; anılan hükümlerin, yanlış çarpım faktörü uygulanması sonucu dağıtım şirketi lehine doğan alacaklarda, tüketimin hesaplanacağı süre konusunda bir sınırlama getirmediği, dolayısıyla gerek önceki yönetmelik gerekse de yürürlükte olan yönetmeliğe göre ödeme bildirimine ilişkin bu ve benzeri hatalar açısından, hatanın başlangıç tarihi itibariyle tüketimin hesaplanması gerektiği ortadadır.
Ancak, davalı şirketin endeks okumalarında 2007 yılı 4. ayı ile 2012 yılı 3. ayı arasında çarpan farkını yanlış uygulaması nedeniyle davaya konu uyuşmazlığın doğduğu dosyadaki belgelerle sabittir. Bu nedenle kural olarak; davalı idarenin kendisine düşen edimi ifada ihmal gösterdiği, dolayısıyla BK.nun 98/2 nci maddesi delaletiyle sözleşme ilişkilerine de uygulanması gereken BK.nun 44. maddesi uyarınca müterafik kusurlu olduğu açıktır (HGK.'nun 22.05.2012 günlü ve 2002/19-340 E.-2002/420 K., 13.Hukuk Dairesinin 19.01.2004 günlü ve 2003/321 E.- 2003/72 K. sayılı ilamları).
Hal böyle olunca, mahkemece; davalı kurum tarafından çarpan farkının yanlış uygulanması nedeniyle davacı aleyhine tahakkuk ettirilen bedel hakkında, davalı şirketin müterafik kusuru nedeniyle 818 sayılı BK. nun 98/2 maddesi delaletiyle 44. maddesi uyarınca (6098 sayılı TBK.nun 114/2 maddesi delaletiyle 52. maddesi) indirim yapılması suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bundan ayrı; mahkemece itibar edilen bilikişi raporunda yapılan hesaplamada; iletim, dağıtım ve perakende satış hizmeti bedellerinin ilave edildiği görülmektedir. Ayrıca, bilirkişi raporunda, hesap edilen kaçak enerji bedeline, ne kadar kayıp-kaçak bedeli ilave edildiği hususunda da bir açıklık yoktur.
Bu durumda; kayıp-kaçak, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmeti bedellerinin, kaçak tahakkuk bedeline ilave edilip edilmeyeceği hususlarının tartışılıp, değerlendirilmesi gerekmektedir.
Elektrik abonelerinden alınmakta olan;
Kayıp-kaçak bedelinin; elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin, kayıp-kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğu, 20/02/2001 tarihli 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 4/1., 10/05/2006 tarihli 5496 Sayılı Kanunun 6., geçici 9., 14/03/2013 tarihli 6446 Sayılı Kanunun 1/1.,5/4., 17/1., 4., 27., geçici 1., maddeleri ve bu kanunların temel amaçları çerçevesinde çıkarılan yönetmelikler ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak alınan EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde alınmakta olduğu, 
Dağıtım bedelinin; dağıtım sistem kullanım fiyatını kapsamakta olup, dağıtım hizmeti sunabilmek için dağıtım sistemine ilişkin yatırım harcamaları, işletme ve bakım giderleri dikkate alınarak hesaplanan bedel olduğu, 4628 Sayılı Kanunun 13/1-b-4. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-ç bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 9., Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında çıkarılan EPDK tebliğleri gereğince alındığı, 
İletim bedelinin; elektrik enerjisinin tüketici sayaçlarına kadar ulaştırılmasında, üreticilerle dağıtım sistemi arasında yer alan iletim sisteminin kullanılmasından kaynaklanan maliyetlerin karşılanması için alındığı, 4628 Sayılı Kanunun 13/1-b-2. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-b bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 8.maddesi ile EPDK kurul kararları ve tebliğlerine göre tüketicilere yansıtıldığı,
Perakende satış hizmeti bedelinin ise; perakende satış hizmeti maliyetini (söz konusu fâaliyete ilişkin düzenlemeye esas net yatırım harcamasının itfa tutarı, faturalama ve tahsilat giderleri, tanıtım ve pazarlama giderleri, müşteri hizmetlerine ilişkin giderler, perakende satış ve hizmete ilişkin diğer işletme giderleri, düzenleme giderleri payı, fâaliyet giderleri payı, olağan ve olağan dışı giderler payından fâaliyet ile ilgili diğer gelirler payı ve olağan dışı gelirler payının düşülmesi suretiyle bulunan esas net işletme gideri ve amortisman itfa süresi farkı vergi tutarını) yansıtan bedel olduğu, 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 13/1-b-5. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-d bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 4/36. bendi, 5/e bendi ve 10.maddesine göre alındığı,
Kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım, dağıtım ve sayaç okuma bedellerinin, EPDK tarafından çıkarılan kurul kararları ve tebliğleri ile belirlendiği anlaşılmaktadır.
Ancak; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairece de benimsenen HGK'nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında; elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile kaçak kullanılan elektrik bedellerinin abonelerden tahsili yoluna gitmenin, hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmayacağı; öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaflığın; hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı,
Gerekçeleriyle; kayıp-kaçak bedelinin faturalara yansıtılmasının hukuka uygun olmadığına karar verilmiştir.
Yukarıda bahsedilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile; elektrik enerjisini kaçak kullanmayan abonelerden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağı içtihadında bulunulmuştur. Dairemiz de, Genel Kurul kararındaki ilkeleride benimseyerek, kayıp-kaçak bedeli yanında, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin de dağıtım şirketleri tarafından elektrik abonelerinden alınamayacağına karar vermiştir.
Buna göre; mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, davacı taraftan, kayıp-kaçak, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedellerinin tahsil edilemeyeceği kabul edilip; bilirkişiden, açıklanan husus göz önüne alınıp, yeniden ek rapor düzenlemesinin sağlanması ve oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir. 
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.